• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/yeni.dogansehir
Gazetemiz İlanları
Üyelik Girişi
Saat

Hüseyin Doğan Dede 35. Ölüm Yıldönümünde Anıldı

Hüseyin Doğan Dede 35. Ölüm Yıldönümünde Anıldı

Yeşilyurt İlçesi Kırlangıç Mahallesi'nde ölümünün 35. yılı dolayısıyla Hüseyin Doğan Dede için bir anma programı düzenlendi. Programa Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, AK Parti Malatya Milletvekili Mustafa Şahin, CHP Malatya milletvekili Veli Ağ- baba, Büyükşehir Eski Belediye Başkanı Ahmet Çakır Ak Parti İl Başkanı Mahmut Özer, Ak Parti eski İl Başkanı Hakan Kâhtalı, CHP İl Başkanı Enver Kiraz, Baro Başkanı Enver Han, Vali Yardımcısı Regaip Ahmet Özyiğit, Yeşilyurt Kaymakamı Ali Sakar, Eşref Doğan Dede mahalle muhtarları, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Elazığ gibi çevre illerden gelen STK temsilcileri katıldı. Yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması- nın ardından Hüseyin Doğan dedenin özgeç- mişi ve yaşam hikâyesi okundu. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya milletvekili Veli Ağbaba, burada yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Biz de bir gönül elçisi Hüseyin Doğan Dede’yi anmaya, onun huzurunda gönüller yapmaya geldik. Bugün Hüseyin Doğan Dede’nin Hakka yürü- yüşünün 35. Yıldönümü. Hüseyin Doğan dedeyi anma etkinliği ile Kırlangıç Köyü’nden Malatya’ya, Türkiye’ye ‘Bu coğrafyada barış içinde, huzur içinde bir arada yaşamak istiyoruz.’ mesajı gönderiyorsunuz. Yetmiş İki Millete bir nazardan bakan anlayışla kimseyi üstün görmeyen, kimseyi geride bırakmayan, bir elinde aslanı, bir elinde ceylanı kucaklayabilen; Hacı Bektaş-ı Veli’nin ‘ Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız.’ öğretisini dillendiriyorsunuz. Bölen değil birleştiren, dışlayan değil kapsayan, kimseyi ötekileştirmeden, farklılıkları zenginlik kabul eden anlayışınızdan dolayı sizleri yürekten kutluyorum. Hü- seyin Doğan Dede’nin hakka yürüyüşünün üzerinden 35 yıl geçti. Alevi-Sünni ayrımı yapmadan ihtiyacı olan herkese ekmeğini pay verebilmiş bir barış elçisi olan Hüseyin Doğan Dede’yi saygıyla anıyorum. İnançlarımız, kültürümüz ve geleneklerimiz farklı gibi görünse de özümüze baktığımızda birbirimizden bir farkımız yok. Derdimiz, yaralarımız, acımız ya da sevinçlerimiz farklı da olabilir fakat hepimiz ülkemizi çok seviyor, birlikte huzur içinde yaşamak istiyoruz. ’Dili, dini, rengi ne olursa olsun, iyiler iyidir diyoruz. Bu topraklar dünyaya örnek insanları yetiştirmiş bereketli topraklardır. Avrupa’da Ortaçağ karanlığında insanlar farklılıklarından dolayı cezalandırılırken, bu topraklarda barış hoşgörü hâkimdi. Bu nedenle dünyanın örnek aldığı değerlerimiz varken bizim başka bölgelerden değerler transfer etmemize gerek yok. Bizim başka topraklardan alınacak kültüre ihtiyacımız yok. Bizim yeni semboller ithal etmemize gerek yok. Biz Anadolu’yuz.”

DÜNYAYA BARIŞI BU TOPRAKLAR ÖĞRETTİ

Ağbaba: “Bu topraklar tüm dünyaya barış, hoşgörü, kardeşlik tohumları eken dervişler, pirler, tasavvuf düşünürlerini yetiştirmiş. Bu topraklar, Mevlana’yı, Hacı Bektaş’ı, Hacı Bayram’ı, Ahmet Yesevi’yi, Yunus Emre’yi , Niyazi Mısri’yi, Hüseyin Doğan Dede’yi yetiştirmiş. Sadece bu değerler mi? Elbette Hayır. Bu topraklar Dünya’nın en büyük askeri dehalarından, en büyük devrimcilerinden, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü yetiştirdi. Bu topraklar, kendi elleriyle ülkeyi tek partili yaşamdan çok partili ya- şama geçiren, hemşehrimiz İsmet İnönü’yü yetiştirdi. Cumhuriyetin kurucuları bizim bir arada eşitçe özgür birey olarak yaşamamı- zın zeminini hazırladılar. Kardeşçe barış içerisinde, kadın erkek eşitçe yaşamamız için Cumhuriyeti kurdular. Biz Laik Cumhuriyet ile yönetilen Dünyadaki ilk ve tek Müslüman ülkeyiz. Bırakın Ortadoğu’yu Avrupa da bile kadınlar oy kullanamazken, Cumhuriyet, kadınlarımıza 1934’te seçme seçilme hakkı vermiş. Bugün zaman zaman sert eleştirilere uğ- rasalar da Cumhuriyet bizim için hava kadar değerlidir. Laiklik su kadar hayatidir. Demokrasi olmazsa olmazımızdır. Ortadoğu’da akan kanı görünce, kardeşin kardeşi boğazlaması- nı görünce, bugün Kırlangıç Köyü’nde ortaya konulan birliğin değerini çok daha iyi anlı- yoruz. Bizim başka topraklarda ki değerlere ihtiyaç yok. Elimizdeki değerleri korumaya ihtiyacımız var. Demokrasi, insan hakları, laiklik, eşitlik, çoğulculuk, çok seslilik, hoşgörü bizim vazgeçilmezlerimizdir. Biz; her rengin, her düşüncenin, her nefesin değerli olduğunu bilenlerdeniz. İşte tam da bu yüzden fikirlere, inançlara saygı göstermeyenleri, kendisi gibi düşünmeyenleri dışlayanları kabul edemeyiz. Bu topraklarda ayrım yapmak bize yakışmaz. Bu topraklarda bölmek parçalamak bize yakışmaz. Bu topraklarda kardeşlik, barış, demokrasi ve özgürlük tohumlarını yeniden yeşertmek, çocuklarımıza daha aydınlık ve umut dolu yarınlar bırakmak için çalışaca- ğız çalışmaya devam edeceğiz. Nefrete karşı sevgiyi, savaşa karşı barışı, ayrımcılığa kar- şı kardeşliği, sömürüye karşı emeği, zalime karşı mazlumu savunmaya devam edeceğiz.” dedi.

ARAMIZDAKİ KÖPRÜLERİ ATMAYALIM

Ağbaba: “Bizi biz yapan, birliğimizdir. Bizi biz yapan, zorluklara karşı hep bir arada olu- şumuzdur. Bizi biz yapan kardeşçe yaşamı- mızdır. Biz öyle bir milletiz ki, 8 milyar insan içerisinde devasa bir aileyiz. Birbirimize kırı- lırız, kızarız, darılırız ama aramızdaki köprü- leri hiç atmayız. İşte bu yüzden, günlük çıkarlar için, menfaatler için, bir şeyleri kazanmak için toplumu ayrıştırmaya çalışmak bu ülkeye ve millete yapılacak en büyük kötülüktür. İnsanlarımızı birbirine düşman etmek, birbirine karşı doldurmak, karşıt fikirlere kinle büyüyen nesiller yetiştirmek, bizlerin genleriyle oynamaktır. Bu çabaların kazananı olmaz, kaybedeni de Türkiye olur. Artık yeni bir sayfayı açmanın vakti geldi. Bunca kavgadan sıkıldık Bunca ayrışmaya, bunca bölünmeye artık tamam. 80 milyon için büyük bir kucaklaşma vakti geldi. Bu ülkenin en büyük ihtiyacı, bu toplumun en büyük arzusu huzur. Yollar köprüler yapılır. Ama bir ülkede huzur olmazsa o köprüler de, yollar da boşa yapı- lır. O yüzden bunları yapmak kolaydır, gönül köprüsünü kurmak zor olandır. Edirne’den Hakkâri’ye, Samsun’dan Hatay’a, Muğla’dan Artvin’e zarar verilen gönül köprüsünü onarmanın vakti geldi. Hep birlikte, el ele vererek, göğsümüzün tam ortasından, kalbimizin içinden geçen köprüler kurmaya az kaldı. Bu duygularla, Hüseyin Doğan Dede’yi bir kez daha saygıyla anıyor, birlik lokmasına emeği geçenlere teşekkür ediyor, tüm katılımcıları selamlıyorum." şeklinde konuştu.

“HÜSEYİN DEDE MALATYA İÇİN BİR ŞANSTIR”

Daha sonra kürsüye gelen Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise konuş- masında şu ifadeleri kullandı: “Sözlerimin başında bütün annelerimizin ellerinden öpü- yorum, Anneler Günü’nü kutluyorum. İnşallah sizlerin dualarıyla barışın ve huzurun olduğu ve kardeşliğin temellerinin atıldığı bir dönemi hep beraber yaşamış oluruz. Anadolu’nun yetiştirdiği Mürşid-i Kamil Hüseyin Doğan Dede’mizin bu topraklarda yetişmesi, bu topraklarda bulunması Malatya’mız için bir şans. Onun evlatlarının bu topraklarda yaşaması, onun neslinin bir kısmının bu topraklarda bulunması Malatya’mız için, Türkiye için de bir şans. Çünkü onlar babalarından aldıkları vaziyetle ve dersle hep kardeşlikten yana oldular, hep hayır söylediler, hep milleti kaynaştıracak bu ülkenin, bu toprakların bü- tünlüğünü sağlayacak şekilde milletimize önderlik yaptılar. Nasihat ettiler. Eşref Dede’mizin şahsında bütün aileyi tebrik ediyorum, kutluyorum. Malatya eğer bugün sevginin, barışın, huzurun kentiyse esasında işte bu toprakların yetiştirdiği, bu Mürşid-i Kamiller ve onların takipçilerinin büyük bir emeği var, büyük bir katkısı var. Malatya’nın örnekliği sadece Malatya’yla kalmamalı, bütün Türkiye’ye örnek olması gerektiğini de biz her fırsatta ifade ediyoruz. Bu şu demektir, bütün Türkiye’de daha fazla hoş görü, daha fazla kardeşlik ve daha fazla demokrasi demektir. Esasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu de- ğerleri, kurucuları Türkiye’yi oluştururken bu unsurların tamamını dikkate alarak barışı ve huzuru sağlama adına laikliği de, demokrasiyi de, insan haklarını oluşturma noktasında atmış oldukları adımları bizler daha da geliş- tirerek, çağdaş uygarlık seviyesine, muasır medeniyetler seviyesine taşıma adına hep beraber çaba sarf etmeliyiz. Esas olan gönüllerdeki dostlukları kurabilmek, görebilmek, gönüllere girerken de biz mademki insanı ya- şat ki, devlet yaşasın diyoruz, insana hizmeti de bir vazife olarak görüyoruz. Her bulundu- ğumuz alan da, her bulunduğumuz makamda insanımızı aziz bilerek, insanlarımız arasında bir ayrım yapmadan bütününü kucaklayarak, hizmet etmeyi şiar edindik ve bu şiarımızı da sonuna kadar milletten aldığımız desteklerle sürdürmeye devam edeceğiz.” 16-05-2018
1897 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam45
Toplam Ziyaret204654
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231
Hava Durumu
Takvim
Site Haritası